Verem Eğitimi Ve Farkındalık Haftası (02-08 Ocak 2022) Uz.Dr.Ökkeş GÜLTEKİN
05 Ocak 2022

TÜBERKÜLOZ

Tüberküloz (Verem), 1882 yılında Robert Koch tarafından keşfedilen Mycobacterium tuberculosis mikronunun neden olduğu bir hastalıktır. END-TB stratejisi ile yıllar içerisinde tanı konulan veremli hasta sayısında azalma olmakla birlikte verem hastalığı ülkemiz için önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir.  Sağlık bakanlığının verilerine göre 2018 yılında 11.786 kişiye tüberküloz tanısı konulmuştur. Bunların %92,9’si yeni tanı, %7,1’i önceden tedavi görmüş olgular olup, %42,5 kadın ve %57,5 erkeklerden oluşmaktadır. Toplam olgu hızı 14.4/100.000 kişi olarak saptanmıştır. 2016 yılında tanı konulan verem hastaların %85.4‘ü başarılı şekilde tedavi edilmiştir. Erzurum özeline baktığımızda ise 2017 yılında 126 verem hastası saptanmış, bu hastalardan 9‘u vefat etmiş, %84.9’u ise başarılı şekilde tedavi edilmiştir.Veremli bir hastanın öksürme, hapşırma ve konuşması ile havaya bol miktarda mikrop yüklü damlacıklar atılmaktadır. Havaya saçılan bu damlacıklar, kuruyarak küçülmekte ve 1-3 adet mikrop içeren havada asılı kalma özelliğine sahip damlacık çekirdeğine dönüşmektedir. Çok küçük boyutlu olan bu damlacık çekirdeğinin solunması ile mikrop sağlam kişilere de bulaşmaktadır. Verem en çok akciğerler (%66) olmak üzere bütün organlarda hastalık yapabilmektedir. Bulaştırıcılığın azaltılması için verem hastalarının erken tanısı ve etkili tedavisi çok önemlidir. Böylece toplumda mikrop saçan kişilerin sayısı azalmakta ve bulaşma kaynakları kaybolmaktadır.Verem hastalığının tedavisi mümkün olup, bu hastalarına ülkemizde ilaçları ücretsiz olarak temin edilmektedir. Tedavi olmayan veya tedavisini düzenli sürdürmeyen hastalarda öldürücü olabilmektedir. Verem tedavisi ile öksürük sıklık ve şiddetinde azalma meydana gelmekte, ayrıca ortama saçılan damlacıklardaki mikrop miktarı da hızla azalmaktadır. Bulaştırıcılık etkili bir tedavi ile 3 hafta içerisinde genellikle bitmektedir. Bulaştırıcılığı azaltmak için verem hastalarının bulaştırıcı olduğu dönemde cerrahi maske kullanması gerekmektedir ve bu hastaların güneş alan bir odada bulunmasına özen gösterilmeli ve bulunduğu oda sık sık havalandırılmalıdır. Verem hastasının kullandığı çatal, bıçak, kaşık, bardak ve diğer eşyaları için normal temizlik işlemleri yeterlidir.Bulaştırıcı bir hasta ile temas sonrası temas edenlerin hepsinde hastalık gelişmemektedir. Bazı kişilerde bağışıklık sistemi, alınan mikropları hapsederek etkisiz hale getirmektedir. Böylece alınan bu mikroplar uyur hale geçerek kişiyi hastalandırmaksızın vücutta saklı kalırlar. Buna tüberküloz enfeksiyonu denilmektedir. Tüberküloz enfeksiyonunun varlığı bazı testlerle saptanabilmekte olup (PPD, Quantiferon) bu bir hastalık değildir. Bazı kişilerde ise vücuda mikrop girdikten kısa ya da uzun süre sonra tüberküloz hastalığı ortaya çıkabilir. Bu durumda hastalık belirti ve bulguları vardır. Tüberküloz enfeksiyonu gelişen kişilerin %5’inde ilk 2 yılda, %5’inde de yaşamın geri kalan döneminde hastalık gelişebilir. %90’ında ise hastalık gelişmemektedir.Vereme yatkınlık yapan hastalıklar içerisinde şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, HIV/AİDS hastalığı, kan ve lenf bezi kanserleri sayılabilir. Bunlar dışında uzun süreli kortizon kullanımı ve TNF alfa inhibitörü ilaç kullanımı, tütün ve alkol bağımlılığı da verem gelişme riskini arttırmaktadır. Cezaevinde kalanlar, göçmenler, sağlık çalışanları ve evsizlerde verem hastalığı toplumun diğer kesimine göre daha yüksek oranda görülmektedir.Verem sinsi bir hastalıktır. Yakınmalar genellikle hafif başlar ve yavaş ilerler. Verem hastalığında yakınma ve belirtiler ateş, gece terlemesi, halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, kilo kaybı gibi tüm vücudu etkileyenler ve akciğer vereminde olduğu gibi öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı, nefes darlığı ve bazen kan tükürme gibi tutulan organa ait olanlar şeklinde iki ayrı grupta incelenir. Hastalar bu yakınmaları başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç gidebilir. Bu durum hastalığın daha çok yayılmasına ve tutulan organın daha fazla tahrip olmasına neden olur.Verem hastalığının tanısı hastanın yakınmaları ve akciğer filmi bulgularında veremden şüphelenilmesi üzerine alınan örnekte mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Bu amaçla en çok incelenen örnek balgamdır. Balgam dışında, kan, idrar vb örneklerde de inceleme yapılabilir. Alınan örneklerde uygun boyama yapıldıktan sonra mikroskop altında incelenmekte ve bu alınan örnekte kültüre ekimde yapılmaktadır. Mikroskopla inceleme genellikle 4-6 saat içerisinde sonuç vermekte ancak kültür sonucu 2-6 haftada alınmaktadır. Kültürde mikrobun üretilmesiyle hem mikrobun türü hem de ilaçlara direnç olup olmadığı görülür. Bazı hastalarda hastalıklı organdan yapılan biyopsinin patolojik incelenmesiyle tanı konulabilmektedir.Verem hastalığı, ilaçlarla tedavi edilir. İlaç dışında tedavisi yoktur. Mikropları etkili bir şekilde öldürmek ve ilaçlara direnç gelişimini önlemek için tedavide en az dört farklı ilaç birlikte kullanılmaktadır. Günde alınacak ilaç miktarı, hastanın kilosuna göre belirlenir. Tedavi süresi en az altı aydır. Tedavinin ilk iki ayından sonra ilaç sayısı azaltılır, ancak bazı özel durumlarda bu süre uzatılabilir.Verem hastası ile aynı havayı paylaşan ve tüberküloz mikroba maruz kalan kişilere temaslı denilir. Temaslılarda verem hastalığı görülme oranı yüksektir ve tanı konan bütün hastaların temaslıları verem savaşı dispanserinde hastalık açısından taranır. Bu temaslılara semptom sorgusu yapılır, akciğer filmleri çekilir, tüberkülin deri testi (PPD) yapılır. Ön kola yapılan bu test 48-72 saat sonra değerlendirilir. Tarama sonucunda tüberküloz hastalığı saptanan kişilere tedavi başlanır. Hasta olmayıp koruyucu tedavi alması gerekenlere 6 ay süreyle koruyucu tedavi verilmektedir.

 

Tüberküloz önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır!


Uz.Dr.Ökkeş GÜLTEKİN
Göğüs Hastalıkları